Paylaş
BENİM
TÜRK MİLLETİ İÇİN
YAPMAK İSTEDİKLERİM
VE BAŞARMAYA ÇALIŞTIKLARIM
ORTADADIR !
BENİ BENİMSEMEK İSTEYENLER
BU TEMEL EKSEN ÜZERİNDE
AKIL VE BİLİMİN REHBERLİĞİNİ
KABUL EDERLERSE
MANEVİ MİRASÇILARIM OLURLAR !
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Atatürk’ün özelliklerini kelimelerin dar kalıpları içerisine sığdırmak mümkün değildir. Atatürk, yüksek zekâ ve deha sahibi idi. Çok yüksek ruhlu idi. Büyük inandırıcılığı ile büyüleyici bir kişiliği vardı. Şahsı için değil, vatanı ve milleti için yaşayan büyük bir kahramandı. Sonsuz bir sabır, eğilmez ve bükülmez bir irade idi. Büyük bir azim sahibi idi.Kendisine sonsuz bir güveni vardı. Aynı şekilde milletine de çok güvenirdi. Hiçbir engel tanımaz, engelleri zorlamadan, kendine has usullerle hızla aşardı. Cesurdu. Cesareti, akıl ve temkinle beraber yürütürdü.
Geniş ve derin bir kültürü vardı. Milletini ve milletin çözüm bekleyen meselelerini çok iyi bilirdi. Tutum ve davranışlarında samimî ve gerçekçi idi. Gerek millî meseleleri, gerekse dünya meselelerini değerlendirmekte ustaydı. Korkunç denebilecek kadar yüksek bir muhakeme gücüne sahipti. Bu sebeple de kararları kesin bir doğrulukla verirdi. Hele zor anlarda, her şeyin bittiği sanılan anlardaki kararları, O’nun ne büyük bir karar adamı olduğunu açıkça gösterir.
Gözler, yargılar, değerlendirir; hak ve hukukun, sağduyunun, mantığın, onur duygusunun bir şeyin yapılmasını gerektirdiğine inandı mı, hukukun, mantığın, adalet duygusunun, onur duygusunun yengisi için çalışırdı.
Atatürk’ün özelliklerinin temel taşlarından biri, yurt ve millet sevgi-sidir. Aslında, hangi özelliği önce, hangisi sonra diye bir ayırım yapmak doğru değildir.
Büyük Atatürk için, vatan ve millet düşüncesinden yüce, ileri ve değerli hiçbir düşünce yoktur. Hiçbir sevgi bu sevgiden daha güçlü olamaz. O’nda, bu sevgi için sınır da yoktur. Bu sebepledir ki Atatürk, kelimelere ve tariflere sığmayan bir güçle şöyle diyor:
“Yurt toprağı. Her şey feda olsun sana. Mutlu olan sensin. Hepimiz senin için fedaiyiz. Türk toprağı sen, seni seven Türk milletinin mezarı değilsin. Türk milleti için yaratıcılığını göster.”
İşte, bu kutsal sevginin tesiri iledir ki doğumundan ölümüne kadar Türk milleti ve Türk toprakları için mücadele vermiştir.
Gerçek şudur ki: Bozkurt Paşa’mızın ölümünden sonra bu ülkenin etnik bakiyelerden kurtarılması adına( bir kişiyi tenzih ederek; ) kimse kendini vatana “feda” etmeye cesaret dahi edememiştir!
Siyaset yapmayı, siyaseti okumaya tercih etmiştir!
Nermin SEÇKİN